- en küçüğü
- least of all
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
afis — is., hay. b. Gümüş balığının küçüğü … Çağatay Osmanlı Sözlük
akrep — 1. is., bi, Ar. ˁaḳreb Saatin iki ibresinden küçüğü Rengi kararmış bir saat; ne yelkovanı var ne akrebi. S. M. Alus Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller akrep gibi 2. is., bi, hay. b., Ar. ˁaḳreb Akreplerden, sıcak ve nemli yerlerde yaşayan, kıvrık … Çağatay Osmanlı Sözlük
cücük — is., ğü 1) Filiz, tomurcuk 2) Soğan, marul vb. katmerli bitkilerin en iç bölümü 3) Bir şeyin küçüğü veya onu andıran bir parçası 4) hlk. Kümes hayvanlarının yavrusu, civciv 5) hlk. Kuş yavrusu … Çağatay Osmanlı Sözlük
çinakop — is., hay. b., Rum. Lüfer balığının küçüğü (Temnodon altator) … Çağatay Osmanlı Sözlük
çingene palamudu — is., hay. b. Palamut balığının eti lezzetli olan küçüğü … Çağatay Osmanlı Sözlük
çingene pavuryası — is., hay. b. Yengecin küçüğü … Çağatay Osmanlı Sözlük
derviş — is., Far. dervīş 1) Bir tarikata girmiş, onun yasa ve törelerine bağlı kimse, alperen 2) mec. Yoksulluğu, çilekeşliği benimsemiş kimse 3) mec. Alçak gönüllü ve her şeyi hoş gören kimse 4) hay. b. Kırlangıç balığının pek küçüğü Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
diplarya — is., hay. b. Pisi balığının küçüğü … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilarya — is., hay. b., Rum. Gümüş balığının küçüğü … Çağatay Osmanlı Sözlük
ispendek — is., ği, hay. b. Levrek balığının küçüğü … Çağatay Osmanlı Sözlük
kancur — is., hay. b. İzmarit balığının küçüğü … Çağatay Osmanlı Sözlük